Haftaya okullar açılıyor. Bu günler markaların “back to the school” kampanya dönemi.
Her yerde benzer reklamlar var. “Yaşasın okullar açıldı!” diye koşuşan çocuklar, defter, kalem, silgi ve gülümseyen bir kız çocuklu görseller. Okul alışverişini gel bizden yap diyen ayakkabıcılar, kırtasiyeler, marketler hep benzer şeyleri söylüyor.
Akılda kalıcı iş, ayrışan bir marka var mı? Ben pek denk gelmedim. Varsa yorum olarak atın birlikte değerlendirelim. İşin üzücü olanı benzer işler için milyonluk reklam satın almaları yapıyorlar. Benzerliğin sıkıntısını daha önce de yazmıştım. Böyle iletişimler sadece kategori liderlerine, dağıtım ağı güçlü olana yarar.
Okul açılıyor, ayakkabı al reklamını gören kategori lideri ayakkabı zincirine gider. Defter, kalem ve silgi reklamı, üç harflileri zengin eder.
Peki ne yapmalı?
Herkes minnoş minnoş çocuklar gösterip “haydi okula!” diyor. Aileler, çocuklar sevgi çemberi oluşturmuşlar keyifle alışveriş yapıyorlar. Dünyanın en sıkıcı işleri. O zaman alta “bim bam bom” müzik ekleyelim…
Böyle iletişim zamanları bence rüzgârı karşıya alıp yelkenleri şişirme zamanı. Herkesin yaptığının tersini yapmak ve ayrışmak müthiş bir fırsat. Hızlıca bir film uyduralım mı birlikte?
“Kamera arabanın ayakkabı izleri ile kirlenmiş arka koltuğunu ve sağda solda atılmış çöplerine pan yapıyor. Evin duvarına zoom yapıyoruz, üzeri karalamalarla dolu. Gözümün önüne havuzda sürekli su tabancası ile kafasına su sıkılan mutsuz bir baba geliyor. Evde, koltuktan koltuğa atlayan çocuklar ve iş yapmaya çalışan bir anne. Sonra bir zil sesi ve mutlu bir dış ses geliyor: “Yaşasın okullar açıldı!”. Annenin ve babanın yavaş yavaş gülümsediğini görüyoruz. Mesajımızı veriyor pack shot’ı görüyoruz. Hemen sonrası anne babanın arabadan çocukları okula atıp uzaklaştıkları bir sahne daha.”
Filme, hikâyeye, reklama takılmayın. Benzer işler var. 5 dakikada örnek olsun diye yazdım, geçtim. Markaya göre, iletişim stratejisine göre hikâye değişir. Akış, planlar, göndermeler, mutsuzluklar ve final değişir. Derdim izleyenlerin dikkatini çekecek, içten içe hissettikleri “çocuklardan kurtuluyoruz” iç görüsüne oynayacak, minnoşluğa karşı, farklı bir şeyler yapmak. Dozu markaya göre artar, markaya göre azalır. Ama diğerlerinden farklı olur. Akıntıda, kalabalıkta kaybolmaz. Fark edilir.
Para sizi ayrıştırdığı zaman reklama ödenir. Aksi durumlar rakiplere yarar. Boşa para yakarsınız. Sizi fark edilebilecek fikirlere yatırım yapın. Ayrışmayacaksanız marka işlerine kalkışmayın.
Üye yorumları