Hafta sonları, hafta içi olduğu gibi, güne erken başlamayı seviyorum. Hafta içi herkes yoldayken ya da iş başı yaparken yazmaya başlıyorum. Hafta sonları da herkes uyurken. Bu cumartesi de öyle oldu. Erken saatlerde kısa bir yürüyüş sonrası, havanın güzel olmasını fırsat bilip, çalışmak için bahçeye koştum. Başladım bir şeyler karalamaya. 15-20 dakika yazdım yazmadım Deniz geçti bahçenin hemen yanındaki bina giriş yolundan.
Deniz site görevlimiz. Cumartesileri bizim bloğun temizlik ve bahçe işleri yapılıyor. Sabahtan merdivenler silinecek, öğleden sonra bahçe işleri. Deniz’in arkasından “Site işlerini böyle planlamak iyi oldu, herkes memnun” diye içimden geçirdim emekli asker site yöneticisi edası ile. Geçen sene Ağustos’tan beri site yönetimi mecburiyetten benim üzerimde.
Site yönetmek ilginç bir sorumluluk. Adın yönetici, sorumlulukların var, yetkin neredeyse hiç yok. Site sakinlerinin memnuniyetini ölçmek kolay değil. Memnun olmadıkları an hemen ensendeler. 🙂 Bir hizmet olduğu için, ürün gibi görünür, elle tutulur değil yaratılan fayda. Sitede her şeyin yolunda olduğunu göstermek zor. Kaloriferler her gün yandığında herkes mutlu, ama bir arıza da herkes isyan etmeye hazır.
Deniz mesela, şu an evin merdivenlerini siliyor. Merdivenler kuruduktan sonra, evden çıkan kimse silindiğini fark etmeyecek. Ama rüzgar bir çöp getirse merdivenlere, site görevlisi düzgün çalışmıyor olacak. “Zor iş insanları memnun etmek” diye düşünürken elinde Vileda kovası ile Deniz göründü. “Eline sağlık abicim” dedim. Siteyle ilgili bir iki konuyu ayak üstü konuştuk. İşlerimize döndük. Bir on dakika geçti geçmedi kahve alayım dedim. Kalktım, az önce Deniz’in yürüdüğü evin yanındaki yoldan merdivenlere doğru yürüdüm. Merdivenlere birkaç adım kala burnuma gelen koku ile irkildim.
Yoğun, bayık ve ucuz bir çiçek kokusu hayal edin ama yüzey temizleyicisi kaynaklı. Çok ağır ve rahatsız edici seviyede yapay. “Ne kötü yahu bu koku” dedim yine içimden. Ağzımı burnumu büktüm koku almamak için. Aklımda “Deniz nerden bulmuş bu ucuz ürünü?” sorusuyla birkaç adım daha atınca merdivenlere vardım ve koku her yeri sardı. “Deniz’e söyleyeyim başka bir şey alsın” diye düşünürken bir aydınlanma yaşadım.
“Ne kadar da ağır bir koku.
Fark etmemek mümkün değil.
Deniz merdivenleri silmiş.
Herkes, Deniz’in merdivenleri sildiğini anlayacak!”
Evin kapısına vardığımda keyifli bir şaşkınlık yaşıyordum. Kahveyi demlerken Deniz’in farkında olmadan yarattığı sürtünmeyi ve onun pratik sonuçlarını düşündüm. Pazarlamada kullanıcı deneyimini geliştirmek, müşteri memnuniyetini arttırmak için bu tarz sürtünmelerden faydalanırız. Ancak sürtünmeyi pazarlamada fiziksel olarak kullanmak oldukça ilginç bir fikir. Bu fikri kullanabilecek başka örnekler buldukça yazacağım.
Yazıyı bitirmeden size bir sorum var. Sizce site yönetimi olarak daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak adına daha güzel ve hafif kokan bir yüzey temizleyicisine geçmeli miyiz yoksa aynı ürün ile mi devam etmeliyiz?
Üye yorumları