Harari'nin Homo Deus'ta ve söyleşilerinde sık sık bahsettiği bir konu var:
"VERİ"
Veriye sahip olanın dünyayı yöneteceği, şirketlerin bunu kullanacağı, verinin en önemli güç olduğu şeklinde bir bakış açısı.
Eskiden hem bu büyüklükte veriye ulaşmak çok zordu hem de işlenmesi kolay değildi. Veriyi anlamlandırmak, içindeki örüntüleri yakalamak ve fayda yaratmak yüksek mühendislik gerektiriyordu. Yapay zekâ ile birlikte bu durum değişti.
Artık veriyi işlemek için çok daha güçlü algoritmalarımız var. Ve bu algoritmalara erişim sınırlı sayıda şirket ile sınırlı değil. Mevcut yapay zekâlı LLM’ler, open source alternatifleri herkes tarafından kullanılabilir.
Benim Harari’ye bir itirazım var. İtirazım verilerin gizli olduğu ve sadece belirli grupların bu verileri toplayabildiği, veriye sahip olmanın bir "rekabet" avantajı yaratacağı ile ilgili. Veriye sahip olmanın öneminin farkındayım ve az önce bahsettiğim teknolojik gelişmelerin en önemli besininin veri olduğunu da biliyorum. İtirazım verinin sahipliği ve rekabet avantajı ile ilgili.
Dünya giderek daha entegre hale geliyor ve sistemler verileri birbirleri ile paylaşarak daha faydalı hale geliyorlar. Örneğin, e-devlet üzerinden elektrik aboneliği işlemi yapmanız, bankaya login olmanız, eczaneden ilaç almanız. Bir diğeri mesela İstanbul Kart + Kredi kartı entegrasyonu. Global örnek Apple Cüzdan ya da her alışverişinizin ya da hesap ekstrenizin e-posta bildirimi düşen Gmail. :)
Bu entegrasyonlar kötü değil. Entegrasyon arttıkça ve veriler paylaşıldıkça daha büyük bir fayda doğuyor. Bazı kurumlar sadece bu entegrasyonlar ile katma değer yaratıyorlar. Tüketicinin hayatı kolaylaşıyor. Ama bunun bir başka bedeli daha var.
Bu yazı sadece üyelere özel!
Üyelere özel tüm yazılara ve bu yazıya ulaşmak için şimdi abone olun ve hesabınızı yükseltin.
Hemen kayıt ol
Bir hesabın var? Giriş Yap