Bir önceki yazıdan bir alıntı ile başlamak isterim. Segmentleri aşağıdaki gibi çerçeveleyerek yazıyı bitirmiştik:
Markamız için segmentleri belirlediysek artık çerçevelemenin de zamanı geldi. Her zaman söylediğim çerçeve burada da geçerli.
“Hangi müşterinin hangi sorununu çözüyoruz?” başka bir deyişle “kimi ve neyi çerçeveliyoruz?”
Artık tek bir persona ve onun probleminden bahsetmiyoruz. Artık personalardan oluşmuş segmentlerimiz var. Artık çerçevemiz aşağıdaki gibi.
A segmentinin X problemini çözüyoruz.
B segmentinin Y problemini çözüyoruz.
C segmentinin X ve Y problemini çözüyoruz.
Hedefleme bayrağı bu noktadan alıp FOCUS adımının son 100 metresini koşacağımız kısım. Şimdi şuna karar vermemiz gerekiyor:
A mı, B mi, C mi?
Hedefleme, belirlenen pazar segmentlerinden bir veya birkaçını seçme ve onlara özel olarak odaklanma sürecidir. Bu süreçte, bir şirket ya da marka, ürünlerini veya hizmetlerini en uygun olduğunu düşündüğü tüketici grubuna yönelik olarak pazarlamaya çalışır. Eldeki imkan ve kaynakları olabildiğince hedeflediği çerçeveye ayırır. Burada amaç bu hedef kitle özelinde rakipten farklılaşmak ve değer yaratmaktır.
Hedefleme, şirketlerin sadece karlılıklarını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamalarını ve karşılamalarını sağlayarak uzun vadeli başarıya ulaşmalarına yardımcı olur. Bu, özellikle rekabetin yoğun olduğu ve müşteri tercihlerinin hızla değiştiği pazarlarda kritik öneme sahiptir.
Ne yazık ki ve sıklıkla şirketler odaklarını, hedeflerini çok hızlı kaybederler. Marka olma yolculuğunun önündeki en önemli engellerden bir tanesi bu FOCUS kaybıdır. Hedeflemeden vazgeçmek aşağıdaki stratejik avantajları kaybetmek demektir.
Kaynakların verimli kullanılması
Daha yüksek müşteri memnuniyeti ve sadakati
Daha etkili iletişim
Rekabet avantajı
Hedef kitleye yönelik daha iyi ürün ve hizmet geliştirme
Hedefleme olmadan, markaların mesajları geniş ve belirsiz olur, bu da tüketicilerin ilgisini çekme ve marka sadakati oluşturma şansını azaltır. Hedeflemeyi daraltmadan geniş tutmanın maliyeti, düşük müşteri yanıtı ve etkileşimi, marka kimliğinin belirsizliği, rekabet avantajının kaybı, pazar payının azalması ve yanlış ürün ve hizmet geliştirmedir.
İlk günden bugüne çerçeve metaforu üzerinden ilerledik. Hiç bozmayalım oradan devam edelim. Yukarıdaki görsel, çerçevemizin içindeki farklı segmentleri, personaları göstermekte. Hedefleme tam olarak görselde olduğu gibi hikayemizin odağındaki başrolün kim olduğunu seçmek demek.
Bu yazı sadece ücretli üyelere özel
Ücretli üyelere özel tüm yazılara ve bu yazıya ulaşmak için şimdi abone olun ve hesabınızı ücretli aboneliğe yükseltin.