Learn from masters serisine cevap niteliğinde olan Opposite opinions on masters serisinde bu güne kadar Philip Kotler ve Al Ries & Jack Trout'u eleştirmiştik. Bugün Seth Godin'e karşıt görüşlerden bahsedeceğiz. Tekrar hatırlatmak isterim ki bir yazar olarak amacım sadece ustaların fikirlerini aktarmak, günümüze taşımak değil. Bugünün pazarlama anlayışıyla ustaların fikirlerini tekrar değerlendirmek, ustalara yapılan eleştirileri de aktarmak ve bir sorgulama yaratmak da hedeflerimden birisi. Bu yazıyı okumadan önce Seth Godin için yazdığım Learn from Masters yazısını okumanızı tavsiye ederim. Önden yapacağınız bu okuma karşıt görüşleri ve eleştirileri anlamak için kesinlikle faydalı olacaktır.

Öncelikle, bu yazı geciktiği için özür dilemek istiyorum. Gecikmenin sebebi Seth Godin'e karşı görüş toparlamakta zorlanmam. Hem ustayı anlatırken hem de karşıt görüşleri araştırırken ciddi mesai harcıyorum. Ustaların eserlerini, önemli makalelerini ve haklarında yazılanları okuyor ve seriyi hazırlıyorum. Seth Godin'i yazarken biraz şaşırdığımı belirtmeme izin verin. Daha da kötüsü karşıt görüşler yazısını hazırlarken bu şaşkınlığım katlanarak arttı. Uzun zamandır takip ettiğim, kitaplarını okuduğum, fikirlerinden kendime dersler çıkardığım Seth Godin'e, mecburen daha sistematik bir bakış açısıyla yaklaşınca, bütünsel bir yaklaşımı olmadığını fark ettim.

Godin'in pazarlamaya katkılarını görmezden gelecek değilim. Ama Kotler'e ya da Al Ries & Jack Trout'un bütünsel ve kavramsal dünyasıyla karşılaştırdığımızda, ana bir fikir ve üzerine inşa edilen bir dünyadan ziyade Seth Godin'in farklı konular üzerine düşünen ve fikir beyan eden birisi olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. Kitaplarını ele alalım. Her biri kendi içinde tutarlı ve kesinlikle dolu dolular. Ancak birbirlerini tamamlamaktan uzaklar. Her gün düzenli yazdığı blogu da benzer şekilde. Kendisine bu sebeple bir kanaat lideri olarak bakmak daha doğru gibi gelmeye başladı bu yazıya başlamadan önce.

Pazarlamanın farklı alanlarında, farklı kavramlar üzerine (izinli pazarlama, topluluk oluşturma vb.) içerik ürettiği için neyi eleştireceğimi keşfetmek kolay olmadı. Diğer ustaların aksine, bolca Seth Godin fikri işleyip, bu fikirleri kategorize edip, karşıt görüşler oluşturmaya çalıştım. Neredeyse hiç direk karşıt görüş olmadığını belirtmek isterim. Gecikmenin sebebi boşluğu benim doldurmak zorunda kalmam oldu. Hazırsanız başlayalım.

Dar kapsam ve Derinlik Eksikliği

Yukarıda kendimce anlatmaya çalıştığım eleştiri aynı zamanda dolaylı olarak toparlayabildiğim en önemli eleştiri olarak karşıma çıktı. Godin'in fikirlerinin biraz yüzeyde kaldığını ve daha derin, akademik temellere dayanmadığını düşünüyorum. Genellikle pratik ve popüler kültüre yönelik fikirleri var ve bu fikirler biraz dağınık. Sistematik olarak ortaya net bir yaklaşım koymadığını düşünüyorum. Godin'in dünyasında, ürün, fiyat, promosyon, dağıtım gibi geleneksel pazarlama temellerine nerede ise hiç odaklanılmıyor. Al Ries ve Jack Trout'a yaptığımız eleştiriye benzer şekilde "sınırlı kapsam" eleştirisini burada da dile getirebiliriz.

Trendlere dayanma ve özgünlük problemleri

Godin'in pazarlama ve iş dünyasına dair içeriklerinde, moda olmuş ya da başka bir deyişle trend olmuş konuların çokça işlendiği görülebilir. Özellikle blogunda ve katıldığı etkinliklerde gündeme fazla odaklanır. Bu da fikirlerini derinleştirmediği ve trendlere bağımlı olduğu gibi bir his yarattı bende.

İzinli pazarlama, kabileler, ya da hikâye anlatımı gibi konuların Seth Godin'e direk ait olmadığı ve dolayısıyla özgünlüğünün sorgulandığı bir durumdan da ayrıca bahsetmek mümkün.

Bütünsellik, entegrasyon ve karmaşık iş dünyası

Bütünselliği ve entegrasyonu ıskalaması, Godin'in pazarlama anlayışının bazen dar ve belirli bir bakış açısına sıkışıp kaldığı eleştirisini doğuruyor. Özellikle küresel ve çeşitlilik içeren geniş pazarlar düşünüldüğünde, fikirlerinin uygulanabilirliği bir soru işareti. Modern pazarlama ve izinli pazarlama gibi kavramlara daha yakın oluşu, bana, geleneksel pazarlamaya gereken önemi vermediğini düşündürüyor. Pazarlamayı bu şekilde parçalamak ve ayrı ayrı işlemek yerine entegre ve birbiri ile ilişkili bir bütün gibi görmek daha doğru geliyor bana.

Genelleştirmeler ve Basitleştirmeler

Godin'in pazarlama ve iş dünyası hakkındaki bazı iddiaları, biraz genel biraz da basit kalıyor. Belki de bu yazı dilinin ya da geniş hayran kitlesinin etkisi. Biraz fazla indirgemeci diye düşünüyorum. Pazarlama ve iş dünyasının karmaşıklığı düşünüldüğünde, bazen bu karmaşıklığı görmezden geldiği bile söylenebilir. Örneğin hikâye anlatıcılığı, kabileler gibi bolca üzerinde durduğu kavramlar, çoğu marka için pratikte kullanılamayacak ve iyimser öneriler.

Uygulanabilirlik ve Ölçeklenebilirlik Sorunları

Karşılaştığım bazı eleştiriler, Godin'in önerilerinin her ölçekteki işletme veya her türdeki pazarlama stratejisi için uygulanabilir ve ölçeklenebilir olmadığını iddia ediyor. Özellikle küçük işletmeler veya belirli endüstriler için önerilerinin pratikte uygulamak zor olabilir. Godin'in yaklaşımı mikro düzeydeki farklılıklara ve belirli niş kitlelere hitap etmeye daha fazla odaklı. Dinlediğinizde ya da okuduğunuzda mantıklı bulduğunuz ancak uygulama aşamasının nasıl olacağını pek kestiremediğiniz, gerçek dünya ile karşılaşınca yıkılacak idealize edilmiş fikirler. Yapısal olarak bir ölçek problemi de cabası.

Serinin şu ana kadarki en zor yazısının sonuna geldik. Bana ilham veren pazarlamacılardan bir tanesi olan Seth Godin'in şu yazısı kendisine yönelik eleştirilere yanıtı olarak kabul edilebilir diye düşünüyorum. Pazarlamanın bir sanat mı bilim mi olduğu konusunda ben bilimin bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Duygularımızın ve sezgilerimizin öneminin farkındayım ancak pazarlama alanında öğrenmenin ve gelişmenin ya da markalaşma sürecinin daha sistematik olabileceğini düşünüyorum.

Gelecek ay yeni bir usta ile karşınızda olacağım.

Takipte kalın!

Yazıyı paylaş