Yeni bir içerik serisi ile karşınızdayım: “Nasıl yenersin?” Bu seride amacımız dev markaları karşımıza almak ve onları yenecek ya da onların pazar payından ciddi anlamda çalacak pazarlama stratejilerini geliştirmek. Burada yazıp çizdiklerimin verilere, bazen de piyasa gerçeklerine dayanmadığını belirtmek isterim. Buradaki hikaye, stratejik bir fikir jimnastiği aslında. Amaç pazarlamayı daha iyi anlamak ve işin teorisinden biraz ulaşarak pratikte, sahada nasıl çalıştığını görmek. İlk meydan okumamız Yemeksepeti’ne karşı. Bakalım bu devi devirebilecek bir stratejik yaklaşım mümkün mü?

Gelin önce durumu analiz edelim. Yemeksepeti pazarın en büyük oyuncularından birisi ve muhtemelen hala en büyüğü. 81 ilde hizmet veriyor. On binlerce restoran, milyonlarca kullanıcı sistemin içerisinde. Bu gücün dışında, Getir, Trendyol Yemek, Migros Yemek, İste Gelsin gibi eve sipariş uygulamaları pazarı domine ediyorlar. Bunlara ek olarak Tıkla gelsin, Fiyuu gibi restoranlara özelleşmiş uygulamalar bu yola çıktığımızda karşımızda rakip durumunda olacaklar.

Yemeksepeti’ne rakip olma iddiasını kendimizde bulmuşken, karşımızdaki devi tanımlamama izin verin. On yıllardır bu pazarı sıfırdan oluşturmuş, hatta kategoriyi var etmiş bir şirket rakibimiz. Pazarın diğer oyuncuları da milyonlarca dolarlık ciroları, devasa pazarlama bütçeleri ve arkalarındaki sınırsız yatırım desteğiyle ile büyümek için mücadele ediyorlar. Yemeksepeti’nin karşısına çıkmak konusunda emin miyiz?

Yemeksepeti’ni nasıl yeneriz sorusunun cevabı aslında çok açık. Yenemeyiz. Ama illa ki biz denemek istiyoruz diyorsanız gelin biraz pazar, müşteri, hedef kitle üzerine atıp tutalım.

Bu yazı sadece ücretli üyelere özel

Ücretli üyelere özel tüm yazılara ve bu yazıya ulaşmak için şimdi abone olun ve hesabınızı ücretli aboneliğe yükseltin.

Hemen kayıt ol Bir hesabın var? Giriş Yap