Apple’ın otomotiv endüstrisinden çaldığı pazarlama stratejisi
Zamanında Steve Jobs'un söylediği “Good Artists Copy, Great Artists Steal” sözü ürün lansmanlarında da geçerli mi? Bence öyle. :)
iPhone lansmanlarına bakınca sürekli olarak işlemci gücü, kamera teknolojisi, ekran çözünürlüğü gibi teknik konularda sürekli bir gelişme gösterdiği aşikar. Her yeni modelde irili ufaklı geliştirmeler mevcut ve doğal olarak her yeni model bir öncekinden bir adım önde. Son bir kaç lansmanda görüldüğü üzere her geçen lansmanda bu adımlar biraz daha küçülüyor. Buna rağmen satışlar ciddi oranda düşmüyor ve her yeni modele ciddi bir talep var. Peki neden?
Yeni iPhone 15 lansmanında gördüğümüz gibi her yeni model ile önceki model arasındaki teknik iyileştirmeler artık müşterilerin beklentisini karşılamıyor. Kimisi artık teknolojik limitlere ulaştığımızı düşünüyor, kimisi ise Apple’ın teknolojiyi yavaş yavaş ticarileştirdiğini. Kim haklı çok da önemli değil. Kağıt üzerinde baktığınızda iPhone 14 ile iPhone 15 arasındaki teknik fark gerçekten de çok az. iPhone 14 sahibi birinin 15’e geçmesinin pek de rasyonel bir sebebi yok bu sebeple. iPhone 13 ve altı telefon sahipleri belki değerlendirebilir ancak onlar için bile çok büyük farklardan bahsetmek bence mümkün değil. Ama görülen o ki Apple’ın bu tarz farklara ihtiyacı yok. 🤣
Şunu kabul edelim, insanlar Apple ürünlerine bayılıyorlar. Kendi kimliklerini inşa ederken bu ürünleri teknik özelliklerinden öte, bir statü simgesi olarak kullanıyorlar. iPhone bu açıdan bakınca fiziksel ve fonksiyonel özelliklerinin yanı sıra duygusal olarak da bir anlam ifade etmekte. Kim olduğumuzu ifade etmek için markaları tüketmemiz yeni bir olgu değil. Oturduğumuz semtten, kullandığımız arabaya, kolumuzdaki saate bir gösteriş toplumunda yaşıyoruz. iPhone da bu dünyanın bir parçası. Yakın zamanda piyasaya sürülen bir iPhone satın almak finansal olarak rahat olduğunuzu, teknolojiye olan yakınlığı ve sosyal statüyü simgeleyebilir. Sıklıkla son model bir iPhone almanın ana motivasyonu bu duygusal kaldıraçtır. Fiziksel ve fonksiyonel özellikler sizin satın alma kararınızı rasyonelize etmeniz içindir.
Burada küçük bir problemimiz var. Bir şeyin simge olması için görülebilir olması da lazım. iPhone 15’e o kadar para verdiğinizi birileri görmeli. Yoksa boşa para vermişsiniz demek. iPhone 12 den beri ekranlar 6.1”. Pro Max ve Pluslarda 6.7”. Buradan ayırt etmek mümkün değil. Aşağıda iPhone 13-14-15 görselleri bırakıyorum. Kamera sayıları, yerleri, düğmeleri çok küçük farklar ile aynı. Aralarında ilk bakışta fark diyebileceğimiz neredeyse hiç bir şey yok.
Neredeyse dememin sebebi çok temel bir fark var hepimizin farkettiği, ayırt ettiği. Her lansmanda altı çizilen:
Elbetteki yeni renkler!
Statü için daha fazla ödemeye hazırsınız, ancak herkese telefonunuzu yükselttiğinizi göstermenin bir yoluna ihtiyacınız var. Apple'ın pazarlama ekibi ikileminizi anlıyor ve yeni modeller piyasaya sürerek size yeni bir renk sunuyor. Sierra Mavisi ve Alp Yeşili iPhone 13'ün yeni renkleriydi ve Derin Mor iPhone 14'ün eşsiz renklerinden birisi. Şimdi sıra yeni renk şeması ile iPhone 15’lerden birisini seçmekte.
Yeni bir iPhone almak için onlarca farklı sebebiniz olabilir. Bir kısmımız için Apple'ın yeni renk stratejisinin sadece estetik bir tasarım unsuru olmadığını bilmenizi isterim. Bu stratejinin gizli bir değer önerisi var: “Statü.” Bu statünün ispatı ise yeni modellerin renkleri.
Otomobil endüstrisini düşünün. 2022 model bir araba ile 2023’de üretilen aynı segment, aynı marka araba arasında gerçekte ne kadar teknik fark var? Bir takım iyileştirmeler? Peki yeni sinyal lambaları? Ön ızgaranın yeni şekli? Led farlarınızın rengi sürücünün deneyiminin bir parçası mı, yoksa yeni model bir araç sahip olduğunuzu mu gösteriyor?
Konu Apple olunca sadece ürünü değil pazarlama yaklaşımını da değerlendirmek lazım. Başlıktaki çalma göndermesi de elbetteki “Good Artists Copy, Great Artists Steal” sözüne. Karşımızda çok iyi bir çalma örneği ve başarılı bir uygulama var. Statü ve kimlik inşasını gözümüze ucuzca sokmadan tadında bırakan harika bir örnek.
Siz kendi markanızda duygusal faydayı nasıl pazarlıyorsunuz? Ürününüzü ya da markanızı bir statü sembolü haline getirmek için ne yapıyorsunuz?
Bu yazı ilginizi çekti ise aşağıdaki makaleleri de sevebilirsiniz. Keyifli okumalar.