Bayramlar, iktidarların pazarlama çerçeveleridir
İster milli ister dini olsun bayramlar, güç sahiplerinin en önemli pazarlama faaliyetlerinden birisidir. Bunun için bazen kendiliğinden gün icat ederler bazense bazı günleri görmezden gelirler.
Bayramlar, özel günler, ritüeller iktidarın istediği bir fikri ya da bir ideolojiyi kitlelere yaymak için kullandığı için yararlı araçlar. Her yıl tekrarlanan, her tekrarda ana sebebi mitleştiren, giderek az sorgulanan ve toplumsal bir kabul yaratan pazarlama araçları. Bir nevi egemenliklerin, rıza inşa aracı.
Ama unutmamak lazım her şey değişir.
Şartlar değişir, ihtiyaçlar değişir, iktidarlar değişir, çerçeveler değişir.
Bugün, ilk adı Demokrasi ve Direnme Hakkı Günü olan Demokrasi ve Millî Birlik Günü. Bugünün müjdesini daha farklı bir isimle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 27. Muhtarlar Toplantısı'nda vermişti: "15 Temmuz artık 'Demokrasi ve Özgürlükleri Anma Günü' olarak dün Millî Güvenlik Kurulu toplantımızda hükûmete tavsiye edilmiştir ve her 15 Temmuz artık şehitlerimizi, gazilerimizi anma günü olarak tatil edilecektir."
Bugün, darbe girişimi sonrası iktidarın icat ettiği bir gün. Tıpkı, Osmanlı İmparatorluğu’nun tek milli bayramı İyid-i Milli gibi. Her yıl II. Meşrutiyetin ilan edildiği 23 Temmuz’da kutlanan, Cumhuriyet sonrasında da 1935’e kadar devam eden bir bayram. İcat edenin Meclis-i Mebusanın üyeleri olması şaşırtıcı olmasa gerek.
Bugün adını bile bilmediğimiz Sulh Günü/Bayramı, Atatürk’ün ölümüne kadar her yıl 24 Temmuz’da kutlanan Lozan Antlaşması kutlaması. Aynı anlaşmayla kaldırılan kapitülasyonların kutlanması ise 1935 yılında Kabotaj Bayramı ismi ile başlıyor ve hala devam ediyor. 20 yıl kadar kutlanan 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı yine bugün unutulmuş bayramlardan.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, birleşmiş üç bayram ve değişen isimleri ile güzel bir örnek. Wikipedia’dan alıntılıyorum:
TBMM'nin kuruluşunun 1921'den itibaren 23 Nisan'ın "23 Nisan Millî Bayramı" adıyla ülkenin ilk millî bayramı olarak kutlanışı, 1922 yılının 1 Kasım günü saltanatın kaldırılışı nedeniyle 1 Kasım'ın "Milli Hakimiyet Bayramı" olarak kutlanışı; Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin herhangi bir yasa olmaksızın, 1927'dan itibaren "Çocuk Bayramı" düzenleyip kutlaması.
1935'te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve "23 Nisan Millî Bayramı’nın adı "Millî Hakimiyet Bayramı" haline getirilmiş, böylece 1 Kasım Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir.
Bayramın en son şeklini alışı 1981'de gerçekleşti. 1980 darbesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını vermiştir.
Ne demiştik?
“Her şey değişir. Şartlar değişir, ihtiyaçlar değişir, iktidarlar değişir, çerçeveler değişir.”
Bugün, egemenlerin müdahaleleri ile 23 Nisan Bayramı ile saltanatın kaldırılışı arasında hiçbir ilişki kalmamış, son yıllarda egemenlik kısmı da iyice görmezden gelinerek çocuk bayramına indirgenmiş bir çerçeve içinde kutlanmaktadır.
Bu iş sadece bizde böyle değil elbette. İlk aklıma gelen örnek Colombus Day. İlk kez 1792’de New York’ta Kristof Kolomb’un koskoca bir kıtayı Avrupalı kolonilere açmasının 300. yılında kutlanmaya başlamış. Orada yaşayan tüm medeniyetleri ve kültürel birikimini görmezden gelen sömürgeci bakışın egemen olduğu yıllar içerisinde bugün adım adım Amerika’daki farklı eyaletlere ve ülkelere yayılmış ve kutlanmaya devam etmiş bir gün. Zaman değişti, dünya değişti. Bazı eyaletlerde resmî tatil olan, geçit törenleri ile kutlanan gün, bugün bazı eyaletlerde Indigenous People’s Day (Yerel halklar günü) ismi ile Kolomb’u değil, yerel halkları onurlandıran bir gün olarak kutlanıyor. Herkes istediği gibi çerçeveliyor konuyu.
Joe Biden 2021’de bugünü ilk kez resmi olarak kutlayan Amerikan Başkanı oldu. Sadece bir yıl önce iktidarda olan Trump’ın açıklamaları ise aşağıda.
Başkan Donald Trump cuma günü yayınladığı bir bildiriyle ABD vatandaşlarını "bugünü uygun tören ve etkinliklerle kutlamaya" çağırdı ve pazartesi günü tüm kamu binalarına Amerikan bayrağının asılması talimatını verdi. Günü Yerli Halklar Günü olarak tanıma hareketine karşı çıkan Trump şunları söyledi: "Ne yazık ki son yıllarda radikal aktivistler Kristof Kolomb'un mirasını baltalamaya çalıştılar. Bu aşırılık yanlıları, Kolomb'un muazzam katkılarına ilişkin tartışmaları başarısızlıklarla, keşiflerini zulümlerle ve başarılarını da ihlallerle değiştirmeye çalışıyorlar" dedi. "Kolomb gibi cesur kahramanlarımızın anıtlarını korumakla başlayarak gelecek nesillere tarihi mirasımızı öğretmeliyiz."
İşin dini bayramlar kısmı da farklı değil. Paskalyası, Noel’i, Hamursuz Bayramı, Ramazan ya da Kurban’ı hiç fark etmiyor. Bize bir fikri, ideolojiyi, Tanrı’nın emirlerini pazarlıyor. Her bayram her özel gün aynı hikayeleri, aynı mitleri, aynı pazarlama cümlelerini bize iletmek için harika bir çerçeve...
Dünya Kahve Günü, Pizza Günü, Makarna Günü, Süt Günü falan hep hikâye.
Anneler gününe, sevgililer gününe girmiyorum bile. :)
Herkes size bir şey satmak istiyor.
Bazıları paranızı istiyor, bazıları sadakatinizi, rızanızı, oyunuzu.
Her şey değişiyor, çerçeveler de...
Eski çerçevesi ile Direnme Hakkı Gününüz kutlu olsun!