Emlakçılığın Ruhuna Fatiha! Peki ya Sıradakilerin?
Sahibinden.com emlakçılığı, galericiliği bitirdi. Diğer pazaryerleri de e-ticaret mağazalarını. Sıra size gelmeden ne yapmalısınız?
Bu yazıdan önce aşağıdaki yazıyı okumak iyi olabilir.
Sahibinden.com'u nasıl yenersin?
Bu aralar ev taşıma gündemi var hayatımda. Yeni ev bakıyorum. Eski evimi de kiralamaya çalışıyorum. Son bir ayım sarı site ile geçti. Sahibinden pazarda tekel olmanın rahatlığı ile kullanıcı deneyimi, inovasyon ve müşteri ihtiyaçları gibi konuları boşlamış gibi gözüküyor.
İlan açma ekranlarından, ilanları listeleme, inceleme, işaretleme ve takip etme deneyimine onlarca konuda söylenecek şey var. Ama konumuz bunlardan hiçbirisi değil. Konumuz Sahibinden’in emlakçılığı bitirmesi.
İster satılık ister kiralık genel olarak deneyim hemen aşağıdaki gibi yaşanıyor.
Sarı siteye bak. İlandaki telefonu ara. Bilgileri teyit et. "Son fiyatı bu mu, pazarlık var mı?” diye sor. Eğer olası bir seçenek ise “görebilir miyiz?” de. Emlakçı ile buluş. Evi gör. Emlakçı ev sahibi ile görüşsün. Anlaşma. Kontrat ve ödemeler.
Elbette istisnalar var ancak genel olarak tüm süreç bu şekilde. İşin ilginç yanı emlakçı değil, ev sahibi kendisi ilan verdiğinde de süreç aynı. Arada emlakçı komisyonu yok. :)
Emlakçıların mevcut müşteri havuzları ya da geniş emlak portföyleri yok. Tüm sektör anlık arz ve talep buluşmasına indirgenmiş durumda. Tek kritik şey var trafik. Bu sebeple de emlakçılar Sahibinden’e göbekten bağlı.
Ev sahibi kendisi ilan çıktığında emlakçılar arıyor biz ilgilenelim diye. Düşünün portföyü bile oradan buluyorlar. Bir tanesi onunla çalışmam için kiralama sonrası emlakçı komisyonunun yarısını bana ödemeyi bile önerdi. Tam bir çaresizlik.
Yıllardır isim yapmış, geniş bir portföyünüz olsa bile durum değişmiyor. Hala Sahibinden.com’dan gelecek trafiğe muhtaçsınız. Çünkü kiralama ya da satış yaptığınızda müşterinin bir sonraki ihtiyacı ancak 3-5 yıl sonra. O da yeni bir ev ihtiyacı çıkarsa.
Telefonla ilan sorup, evi görüp, anlaştığınız kurguda emlakçının farklılaşmasına imkân yok. Tüm emlakçılar aynı şeyi yapıyorlar. İlan ver ve bekle. Oltayla balık tutmak gibi. Müşteriye harika servis sunmak satışları değiştirmiyor.
Dallama bir emlakçı ile kibar bir emlakçının müşteri deneyimleri farklı olsa da satış ya da kiralama sonucu komisyon alınıyor. Daha iyi bir deneyim, daha iyi bir hizmet için kimse ödeme yapmıyor. Performansları ödüllendirilmiyor. Ayrışmanın hem imkânı hem de anlamı yok
“İyi hizmet sonrası referans gelir” diye düşünebilirsiniz. Sahibinden’den gelecek trafik ve yeni müşteri adayları ile kıyaslandığında anlamsız. Sahibinden.com sadece ürünleri metalaştırmadı. Emlakçılık hizmetini de metalaştırdı. İyi emlakçı, kötü emlakçı yok. Herkes artık emlakçı. Standart. İyisi kötüsü yok. Tıpkı ekmek gibi, su gibi.
Sahibinden.com koca bir sektörü bitirdi, haraca bağladı resmen.
Herkes ona çalışıyor, hep o kazanıyor. Feodal bir krallık gibi…
Galericilerde de durum farklı değil. Oranın da kralı yine sarı site.
Pazar yerlerinde e-ticaret yapanlar için de durum benzer.
Trendyol, Amazon ya da Hepsiburada kendi krallıklarında, mağazaları birbirine kırdıra kırdıra büyümeye devam ediyorlar.
İnternet yarattığı erişim gücü ile “middle man” olan herkesi yavaş yavaş saf dışı bırakıyorlar.
Pazarlamanın geleceği “marka olmak” falan da değil, dağıtımı ve erişimi yönetmekte.
Her şirket, her marka stratejisini havalı reklam kampanyalarına değil değişen tüketici davranışına göre belirlemeli. Yeni gündemimiz erişim, elde etme ve aktivasyon. (reach, acquisition and activation)
Emlakçılardan ders almakta fayda var.
Yoksa sizin markanızın da ruhuna da el-Fatiha!
Okuma önerisi:
Sakın Marka Olmayın serisi devam ediyor. Okuma tavsiyesi olarak hemen aşağıda.
Sakın marka olmayın! - 1: “Marka danışmanınızı kovun!”
Sakın Marka Olmayın - 2 - “Nereden çıktı bu marka muhabbeti?”