Ercan Kesal’dan marka iletişimi dersi
Marka olmak üzerine ara ara yazıp çiziyorum biliyorsunuz. Bu konuda Ercan Kesal’dan bir alıntım var bugün. Basit, yalın, net.
Geçen sabah yürürken Ercan Kesal’ın konuk olduğu “İlk Sayfası” podcastine denk geldim. Konu kısaca Ercan Kesal’ın yazarlık serüveni, nasıl yazdığı, neden yazdığı. Sunuculardan birisi Can Kozanoğlu. Ercan Kesal’ın dilini çok yalın bulduğunu söyledikten sonra bu yalınlık konusunda Ercan Kesal’ın fikrini soruyor. Ercan Kesal’ın cveabını olduğu gibi buraya aktarmak isterim.
“Edebiyatçılığımın da oyunculuğum gibi olduğunu düşünüyorum. Bizde birisinin hal ve hareketleri beğenilmezse “Artistlik yapma!” diye uyarılır. Bence bu “-mış gibi davranma, sen öyle değilsin bana numara yapma” anlamına geliyor. Kötü konuşan, gevezelik yapan, tuhaf, süslü, benzetmeli cümleler kullanana da “Edebiyat yapma!” derler. “Artistlik yapma” ve “Edebiyat yapma” cümleleri birbirine benziyor. Ben artistlik yapmadan oyunculuk, edebiyat yapmadan da yazarlık yapmaya çalışıyorum.”
Doğru marka iletişimi de tam olarak budur. Ne eksik ne fazla:
“Artistlik yapmadan, edebiyat yapmadan.”
Görsel: https://www.akbanksanat.com/blog/sinemanin-cok-yonlu-sanatcisi-ercan-kesal - Saydan Akşit
O zaman her sene bütçesinin epey yekun bir kısmını reklam ve pr için harcayan Coca Cola Inc. yanlış yoldadır diyebilir miyiz?