Sorular nadiren soru anlamı taşırlar.
Fikrinizi beyan etmeniz gereken gerçek sorular bu nadir olanlardır.
“Sence X hissesini (bu elbiseyi) alayım mı?” sorusu aslında onay arayışıdır.
“Yarın çöpü atalım mı?” ya da “Yarın raporları hazırlayalım mı?” sorusu aslında iş yaptırma cümlesidir.
“Suç ve cezayı okudun mu?” ya da “Hiç Paris’e gittin mi?” sorusu aslında ben okudum, ben gittim övünmesidir.
“Emin misin?” sorusu aslında ben emin değilim demenin bir yoludur.
“Uyudun mu?” sorusu aslında yalnız olmanın çaresizliğidir.
İnsan yıllar içerisinde sorunun bir bağlama, yere, zamana, kişiye göre farklı anlama geldiğini öğreniyor.
İnsan bunu öğrenene kadar on binlerce soruya cevap veriyor, önemliymiş gibi fikrini beyan ediyor.
İnsan fikrini söylemeden duramıyor değil mi?
Soran kadar fikir veren de onaylanmak istiyor sanırım.
Kimse sormadan kendi kendime yazmam bu yüzden…