İçinizdeki mükemmeliyetçiyi durdurma rehberi
Fazla düşünenler birleşin! Bugün daha az düşünüp daha fazla şey yapacağız!
Eğer siz de benim gibi fazla düşünmeye meyilli biriyseniz (overthinker) bu yazı sizin için. Fazla düşünenden ne kastettiğimi örneklememe izin verin. Mesela günlük hayatınızda basit işleri gerçekleştirmek için bile türlü türlü planlar kuruyor, basit işleri karışık hale getiriyor musunuz?
Örneğin, oturma odanızı boyamaya karar verdiniz. Koltuğa oturup karşınızdaki duvara bakıp olası renk seçeneklerini düşünürken, 20 dakika sonra kapının da boyanması gerektiğine, perdeleri değiştirmenin iyi olacağına karar veriyorsanız fazla düşüncelisiniz. Hazır bu işlere kalkışmışken anahtarları güncellemeyi ve tüm ışıkları telefonunuzdan uzaktan kontrol etmeyi düşünüp, kendinizi hangi cihazların Apple Home ile uyumlu olduğuna bakarken yakaladıysanız siz çok ama çok fazla düşüncelisiniz ve muhtemelen gerçek bir mükemmeliyetçisiniz.
Aklınıza gelen bir iş fikrini ertesi gün globale açıyor ve yurtdışı büyüme stratejisini düşünüyorsanız aramıza hoş geldiniz, siz de mükemmeliyetçisiniz. Tüm mükemmeliyetçiler sıklıkla herhangi bir fikri idealize etmeye meyillidirler. Basit işleri fazla düşünme ile önce genişletirler, sonra asla gerçekleştiremeyecekleri kadar mükemmelleştirirler. Bir süre sonra mükemmele ulaşamayacaklarını idrak eder ve basit işler için bile harekete geçmezler.
Erteleme (procrastination) mükemmeliyetçi olduğunuzun ikinci işaretidir. Genellikle içinizdeki mükemmeliyetçi, başarısız olmaktan veya beklentilerin altında kalmaktan korktuğu için bu silahı kullanır. "Bu işe kalkışmadan önce mutlaka her ayrıntıyı planlamam gerekiyor" cümlesi buna iyi bir örnektir: Üç günlük iş için iki gün planlama yapmak ve planlama sonunda işin yetişmeyeceğini anlayarak pes etmek tipik bir erteleme davranışıdır.
Erteleyenler, tanıyabileceğiniz en iyi bahaneleri üreten insanlardır. Her zaman işi ertelemek için mükemmel bir yol bulurlar ve bu yola kendilerini inandırırlar. "Ders çalışmak için masama oturmadan önce kalemimi açmam ve ocağa çay koymam lazım ki bölünmeyeyim." en sevdiğim bahanelerimden. "Google Drive dosyalarımı yedeklemem lazım. Ne zamandır kitaplığın tozunu almadım, kalkayım da bir sileyim. İşletim sistemi yavaşladı mı ne?" en sevdiğim bahanelerim.
Yıllarca kendini erteleme konusunda türlü bahaneler ile geliştirmiş birisi olarak kendimi disipline etmek için türlü çözümler geliştirdim. Bu çözümlerden en iyi sonuç aldığım yöntem "Zenon'un Paradoksları"nı anlamaya dayanıyor.
"Hareket halinde olan şey, hedefe varmadan önce yarı yola varmalıdır."
Hemen açıklayayım. Birisi hedefe varmadan önce yolu yarılamalıdır. Yolun yarısını kat etmeden önce de yolun dörtte birini kat etmelidir. Çeyreğini kat etmeden önce ise sekizde birini kat etmelidir. Sonra bir bölü on altısını, sonra bir bölü otuz ikisini, altmış dördünü...
Mükemmeliyetçilik tam olarak böyle çalışıyor. Size asla ulaşamayacağınız bir hedef sunuyor. Siz bir adım atıp ilerlediğinizde o hedefi biraz daha uzağa götürüyor. Asla ulaşamayacağınız bir ideal yaratıyor. Zihninizde (felsefi olarak) hedeften uzaklaşırken, çözüm gerçek hayatta (fiziksel olarak) hedefi ulaşılabilir parçalara bölmekten geçiyor. "Böl ve yönet" sadece bir siyasi bir strateji değil. Erteleme işinin de çözümü.
Benim yöntemim şöyle çalışıyor.
Adım 1: Hızlı kazan
Bu adım bir pazarlık aşaması. Kendinizi vasat da olsa ilerlemenin hiç ilerlememekten daha iyi olduğuna ikna etmelisiniz. İşin sonucu ile ilgili beklentilerinizi "bir sıfırdan büyüktür" seviyesine düşürün. İşi parçalara bölün ve işe koyulun. Oyalanmayın. İlk hedef küçük lokmayı yemek.
Hızlıca ulaşabileceğiniz bir hedef koyun kendinize. İlk adımı atmak çok önemli. Kafanızda büyütmeden, idealize etmeden harekete geçin. İkna olmadınız mı? Şu sözü hatırlayın:
"Yürüyen bir aptal, oturan iki akıllıdan daha çok yol alır."
Adım 2: Tekrar et ya da optimize et
İlk hedefinizi gerçekleştirdiniz. Sıra bir sonraki adıma geçmekte. Bazı durumlarda da mevcut çalışmanızı iyileştirmeye, optimize etmeye. Bu adım kademeli kazanma aşamasıdır. Sürekli, yeni küçük adımlara ya da iyileştirmelere odaklanmak, işinizi daha iyi yapmanıza yardımcı olur. İdeal sonuca bir defa da ulaşamazsınız ancak küçük adımlarla tekrar tekrar ilerleyerek zamanla daha iyiye ulaşabilirsiniz. Zenon paradoksunu hatırlayın. Mükemmel asla olmayacak, ancak her denemede hedefinize daha da yaklaşacaksınız.
Adım 3: Küçük zaferleri kutla
Elinizden geleni yaptığınızı biliyorsunuz. Çıkan sonucun mükemmel olmadığının da farkındasınız. Gerçek ve idealin karşılaştığı bu aşamada, sırtınızı sıvazlamak ve zafer ilan etmek yapılacak en doğru şey olabilir. Hayal ettiğiniz kadar mükemmel olmayan ama hiç yoktan kat ve kat iyi olan bir şey başardınız. Şimdi kutlama zamanı.
Bir sonraki adım ya yeni bir proje ya da mevcudu iyileştirme. Yapacağın şey yukarıdaki adımları tekrarlamak.
Bir örnek ile ilerleyelim isterim.
Hazırlaman gereken bir sunum var. Genelde sunum gibi deadline'ı olan işler planlama ve düşünme ile bekler, bekler, bekler ve son bir iki gün oturulur bitirilir. Gelin bizim yönteme göre her şeyi küçük adımlara bölerek başlayalım.
Hızlı kazan
İlk yapılacak iş sunum başlıklarını çıkartmak ve sunum programında slaytların üzerine başlıkları yazmak
Tekrar et ya da optimize et
Sunumu sadece başlıklarla kendine yap
Düzeltmeleri, sıralama değişikliklerini ve eklemeleri yap
Küçük zaferleri kutla
Kontrolünü yap ve bir ara ver.
Hızlı kazan
İlk slaytı yaz
İkinci slaytı yaz
3-4-5...
Tekrar et ve optimize et
Slaytları bir kontrol et. Bağlamdan kopmuş musun? Fontlar OK mi? Görseller?
İyileştir ve tekrarla
Hızlı kazan
6-7-8-9....
Tekrar et ve optimize et
Kontrol ve iyileştirme
Tekrar
Küçük zaferlerini kutla
Her iyileştirme sonrası gerçekleşen ilerlemeyi kontrol et ve kendini takdir et.
Sunum bittiğinde koca bir aferini hak ettin.
Basit gibi gözüküyor ancak inan uygulaması anlatıldığı kadar kolay değil. Her gün bu adımları her yazı için tekrarlıyorum. Tekrar, tekrar... Ve işe yarıyor. Eğer işe yaramasaydı bu yazıyı okuyor olamazdınız 🙂
Sizin harekete geçmek için, mükemmeliyetçiliği yenmek için kullandığınız teknikler var mı? Yorum olarak yazar mısınız?
inanılmaz faydalı geldi tüm günümü çöpe atmışken bu makale çok teşekkür ederim.