Mutlaka okuyun
Bu bir tavsiye yazısı. Bir yazımı okumanız için ısrarcı olmaya geldim. Bu yazıyı okumanız ve gerçekten kavramanız dünyaya bakış açınızı değiştirecek. Israr ediyorum. Mutlaka okuyun ve okutun.
Geçen hafta bilgi ve bilginin dönüşümü üzerine bolca yazma fırsatı buldum. DIKW piramidi ya da hiyerarşisini anlattığım “Dünyaya hakim olmamızın ilk çentikleri: DIKW Hiyerarşisi” yazısını okumanızı ısrarla önermek için yazıyorum.
Bahsettiğim yazıyı okuduğunuzda DATA ⇒ INFORMATION ⇒ KNOWLEDGE ⇒ WISDOM dönüşümünü anlayacak ve dünya ile ilgili anlayışınızı genişleteceksiniz. Neyin veri, neyin bilgi, neyin bilgelik olduğunu fark etmek bilgiye yaklaşımınızı ve ondan faydalanma şeklinizi değiştirecek.
Ezberci eğitim sisteminden, az gelişmişliğe, sokak röportajlarından, ülkenin sloganlaşmış siyasetine başka gözlüklerle bakacaksınız. Cahili, cehaleti daha kolay tespit edecek, kendi cahilliklerinizin farkına varacaksınız. Eminim uzmanlığa daha fazla saygı duymaya başlayacaksınız.
Gelişmiş ülkeler ile az gelişmiş ülkeler arasındaki farkın sebebini bu yazıyı kavradığınızda anlayacak piramidin farklı yerlerinde olduğumuzu keşfedeceksiniz.
DIKW hiyerarşisinde bahsedilen bir şeyleri doğru yapmak ile doğru şeyleri yapmak arasındaki farkı anladığınızda ülkenin modernleşme çabasının ne yazık ki “batılılaşmaya” (bir şeyleri doğru yapmaya) indirgendiğini anlayacak, “başka bir yol mümkün mü?” (doğru şeyleri yapmak) diye kendinize soracaksınız.
1969 yılında Ay’a ayak basan Neil Armstrong’un meşhur sözleri ile, ondan 55 yıl sonra uzaya çıkan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın sözlerini yan yana koyunca gelişmiş ülkeler ile aramızdaki farkın 155 yıldan fazla olduğunu göreceksiniz.
Jeolog Şengör’ün uzmanlığına kulak kabartırken tarihçi Şengör’ün yorum ve fikirlerine şüpheyle yaklaşacaksınız. Fikir sahibi olmak, görüş paylaşmak, yorum yapmak ile bilgi sahibi olmak arasındaki farkı ayırt edip benim yazıp çizdiklerimi sorgulayacaksınız.
Ben yazdığım için değil, faydasına inandığım için ısrar ediyorum.
Mutlaka okuyun ve okutun: