Nöronlarınızı nasıl besliyorsunuz?
Öğrenmek, tıpkı beslenmek gibi. Hangi gıdalar ile nasıl beslendiğiniz sizin nasıl birisi olacağınızı şekillendiriyor. Bilgi konusunda gusto olmak için birkaç tavsiye bu yazıda.
Nöronların nasıl çalıştığı, birbiri ile nasıl bağ kurdukları, nasıl öğrendiğimiz ya da nasıl keşfettiğimiz merak ettiğim, araştırdığım ve kendi öğrenme deneyimim için de faydalandığım bir konu.
Olabildiğince basit olarak işin biyolojisini anlatıp benim hayatımı nasıl etkilediğinden bahsedeceğim.
Nöron, sinir sisteminin yapı taşıdır. Sinir hücresi olarak da bilinir. Vücudumuzda milyarlarca nöron bulunur ve bunlar sinir sistemi aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurar. Öğrenme, hafıza, düşünme, duygular ve hareket gibi fonksiyonlar nöronlar tarafından gerçekleştirilir.
Nöronlar arası yeni bağlantılar, beynin öğrenme ve değişime olanak tanıyan temel mekanizmasıdır. Bu bağlantılar, deneyim ve tekrar yoluyla oluşur ve beynin yeni bilgileri kodlamasına, hafızayı güçlendirmesine ve yeni beceriler geliştirmesine yardımcı olur.
Bu yazıda odağımız öğrenme.
Nöronlar arası yeni bağlantılar, beynin öğrenme ve değişime olanak tanıyan temel mekanizması. Bu bağlantılar, deneyim ve tekrar yoluyla oluşur ve beynin yeni bilgileri kodlamasına, hafızayı güçlendirmesine ve yeni beceriler geliştirmesini sağlar.
Öğrenme işinin en başarılı yöntemi tekrar. Tekrar, nöronlar arasındaki bağlantıları güçlendirmeye yardımcı olur. Bir bilgi tekrarlandıkça, ilgili nöronlar arasındaki sinyaller daha güçlü hale gelir ve bu da bilginin uzun süreli bellekte kalıcı hale gelmesini sağlar.
İkinci ve benim açımdan daha önemli olan yöntem ise başka bilgilerle yeni bilgiler arasında ilişki kurmak ve yeni bilgileri bir bağlama, anlama dönüştürmek.
Başka bilgilerle ilişki kurmak nöronların bağlarını kuvvetlendiren bir diğer yöntem.
Yeni bir bilgi ile karşılaşınca onu başka bilgilerle ilişkilendirmek aşağıdaki faydaları sağlar.
1. Nöronlar arasındaki bağlantıları güçlendirir.
2. Yeni bağlantılar oluşturur.
3. Anlamayı ve öğrenmeyi kolaylaştırır.
4. Yaratıcılığı ve problem çözme becerilerini arttırır.
Beynin değişime ve yeni bağlantılar oluşturmaya olanak tanıyan özelliğine nöroplastisite deniyor. Nöroplastisite, yaşam boyunca sürer ve her yaşta yeni şeyler öğrenmemizi ve gelişmemizi sağlar.
Tekrar bağları güçlendirir demiştik, yeni bilgiler ve ilişkiler de nöron ağlarını geliştirir.
Bu bilgileri vermemin sebebi konuyu kritik bir yere getirmek ve size şu soruyu sormak?
Nöronlarınızı nasıl besliyorsunuz?
Benim kendi tecrübelerimden önerilerim var.
Görsel ve işitsel verileri işlemek çok zahmetli. Veri akışı hızlı olduğu ve arka arkaya görsel ve işitsel veri aktarımı olduğu için bilgiyi bir yere bağlamak, ilişkilendirmek ve sonra geri çağırmak çok zor.
Videodan fikir edinilir. İlham alınır. Ama gerçek manada öğrenilmez.
Sadece dinlemek de benzer sebeple yetersizdir. Podcastlerden ya da sınıfta anlatılan derslerden temel seviyede bilgiler alırsınız. Konuşma temposunda gelen verileri işlemek ve bağ kurmak yine zordur.
Öğrenme sadece dinleyerek de olmaz.
Gerçek anlamda öğrenme aktif okuma yaparak olur.
Bir tweet serisini ya da başka bilgi içeriklerini elde telefon ile okumak değil kastım.
Kitabı eline alıp dikkatini vererek, düşünerek, birkaç paragraf geri gidip tekrar ederek ve okuduklarını eski bilgilerle ilişkilendirilerek.
Öğrenme bir mesai işi. Gerçek anlamda efor gerektiriyor. İlginizi çeken konuda tekrar tekrar aynı metin ve kitapları okumak, benzer kitapları okumak, konuyla ilgili farklı görüşleri dinlemek ve bir bilgi ağı inşa etmek gerekli. Bu olmadan sahip olduğumuz şey bilgi değil fikir.
Sosyal medyada yazılıp çizilen şeylere bakarsanız dediğimi daha rahat anlarsınız. Herkesin her konuda fikri var. Bilgisi, deneyimi, uygulama tecrübesi yok, ama fikri var. Daha da kötüsü bu fikri gerçek sanıyor. Temel verileri işlemekten ve ilişkilendirmekten habersiz.
"Ezbere dayalı eğitim anlayışı" sizce nedir? Kalıp gibi sürekli duyduğumuz ama hiç düşünmediğimiz, analiz etmediğimiz bir konu bu. Hepimizin fikri var bu konuda. Ama hiç düşünmemişiz. "Ülkede işler neden böyle? Çünkü eğitim ezbere dayalı." Hiç düşündünüz mü bu ne demek?
Sadece tekrar var demek. Hoca ders kitabını okuyor. Çocuk ders kitabını okuyor. Ders notları zaten kitaptan. Sınava hazırlık tekrar tekrar okuma. Nöronlarımız sadece tekrarlar ile güçlü bağlar geliştiriyor. Yeni bir bağ kurmuyor. Sınavlar da genelde hatırlamayı, ezberi ölçüyor.
Yeni bağlar kurulamayınca da öğrenme olmuyor.
Ezberleme oluyor. Bunun da sonucunda analiz, yaratıcılık, problem çözme yok. Büyük bir cahil özgüveni var ama bilgi yok.
İlk sorumuz "nöronlarınızı nasıl besliyorsunuz?" idi.
Ben nasıl yapıyorum hemen yazıyorum.
1. Bilgiyi yavaş tüketiyorum. Burada hiyerarşi aşağıdaki şekilde.
Kitap > süreli yayın > makale > kapsamlı görsel-işitsel materyal > Hap bilgiler (Twitter-ekşi)
2. Bilgiyi tüketirken başka bilgilerime bağlamaya çalışıyorum. Kafamda örneklendiriyorum. Hikayeler uyduruyorum.
3. Bilgiyi başkalarına anlatmaya çalışıyorum. Anlatırken örnekler, hikayeler bulmaya çalışıyorum. Bu şekilde birbiri ile ilişkili bir sürü bilgiyi zihnimde geri çağırıyorum.
4. Konuyla ilgili yeni sorular soruyorum. Onları araştırıyorum. Bulduğum cevapları bilgi ağına ekliyorum.
5. Aldığım bilgiyi pratik olarak kullanmaya çalışıyorum. Örneğin yazıyorum. Şirkette uygulamaya çalışıyorum. Ondan yarar üretmeye çabalıyorum.
6. Tükettiğim içerik konusunda seçici davranıyorum.
Peki siz ne yapıyorsunuz? Sizden neler öğrenebilirim?
Tavsiyelerinizi yorumlarda görmeyi çok isterim.