SearchGPT ve yemesi gereken kırk fırın ekmek

Google’ı yenmek mümkün mü? Bence kısa ve orta vadede mümkün değil. 8-10 sene sonra? Belki.

Birkaç ay önce duyurulan SearchGPT geçen hafta herkesin erişimine açıldı. OpenAI’ın bu adımı hakkında daha önce yazmış, Google’ın kolay lokma olmayacağından bahsetmiştim. Kısaca Google’ı yenilmez kılan sebeplerin üzerinden geçmek ve finalde temel ve varoluşsal bir problem üzerine fikir alışverişi yapmak isterim.

1. Kullanıcı alışkanlıkları ve deneyimi
   Evde internet var mı yok mu test etmek için bile insanlar google.com’a giriyor. Google’lamak web’de arama yapmak demek. Şirketin adı bir eyleme dönüşmüş. Kullanıcıların alışkanlıkları çok hızlı değişmiyor. Bu noktada OpenAI tarafından bize sunulan arama deneyimi ChatGPT arayüzünden soru sormak. Gelen sonuçların başarısını bir kenara bırakıyorum, linklere tıklamak, takip etmek falan bir kâbus.

2. Dünyanın en erişilebilir arama motoru: Google
   Google, dünya üzerinde milyarlarca cihazın açılış sayfası. Çoğu tarayıcının varsayılan arama motoru. Chrome ile pazarın en büyüğü. Android işletim sisteminin geliştiricisi konumunda olmasından dolayı Google tüm cihazlarda var. Apple ile anlaşması gereği iOS cihazların web tarayıcısında varsayılan arama motoru da Google. ChatGPT’nin bu erişime gelmesi on yıllar alacak.

3. Pürüzsüz entegre servisler
   Google News, Google Maps, Google İşletmeler, Gmail, Google Docs, YouTube, Google Photos gibi servisler birbirine entegre. Veri olarak birbirlerini besliyorlar. Koca bir ekosistem. Sadece arama yapmak ile iş bitmiyor. Bunu kullanacak servisler de gerekli. Mesela Google Flights.

4. Veri kaynakları ve güncellik
   İlk günden bugüne Google, tüm interneti indeksliyor. Hem de bunu tüm içerikleri bir algoritma ile birbirine bağlayarak, sınıflandırarak yapıyor. SearchGPT’nin bilgisi eğitim dökümanına bağımlı. Bing ya da benzer servislerle genişleyebilir. Google’ın elindeki verilerle kıyaslarsak SearchGPT’nin daha çok yolu var diyebiliriz. Ayrıca her yeni şeyi çok hızlı indekslemeye devam ediyor Google. SearchGPT’nin bu hızı, bu güncelliği yakalaması zor.

5. Kişiselleştirme ve optimizasyon
   Google’ın elinde daha önceki tüm aramalar, YouTube’da izlediğimiz videolar, Gmail’e düşen on binlerce e-posta verisi, ev ve ofis adresleri, yolculuk geçmişimiz ve bindiğimiz uçak gibi milyonlarca veri var. Her aramada kişiye özel bir sonuç verecek bir algoritmaya ve yıllar boyu optimize edilmiş sonuçlara sahip. SearchGPT ona sorduğumuz soruları biliyor. Beni söylediklerimle tanımlıyor. Eşim için sorduğum yemek tarifini benim yapacağımı ya da sevdiğimi zannediyor.

6. Performans, hız, altyapı
   Google tartışmasız lider. Veri merkezlerinden, arama sonucu hızına tam bir performans canavarı ile karşı karşıyayız. SearchGPT ağır ağır yazana kadar Google 10 sayfa sonucu ekrana diziyor. SearchGPT’nin arayüzü sonuç getirmeye uygun bile değil. Sohbet ederken aldığın bir cevap ve tıklanabilir bir döküman. Ama Google öyle mi? :)

7. Google’ın YZ yatırımlarının geleceği
   Google Gemini hiç fena değil. Yarışta birkaç adım geride olabilir ancak Google’ın verileri ile eğitilen, servislerine entegre, özellikle de Google Search içinden erişilebilir bir YZ teknolojisi bence Google’ı hala avantajlı kılıyor. Zenon’un tavşan kaplumbağa paradoksu gibi SearchGPT gelişirken Google Gemini de gelişmeye devam edecek. Biraz daha ilerlerken, o da ilerleyecek. Bugün OpenAI daha iyi bir dil modeline sahip olabilir ama bu fark zamanla kapanacak ve belki de Google üstünlüğü ele geçirecek.

8. Halüsinasyonlar
   Google yapısı gereği en yakın sonuçları getiriyor. Karşımıza çıkardığı sonuçlarda genel olarak vasatın üzerinde. Anlamadığı yerde “bunu mu demek istediniz?” diye soruyor. Ya da eksik anahtar kelimeleri arama sonuçlarında belirtiyor. Ama ChatGPT öyle değil. Bazen (hatta sık sık) uyduruyor. Gerçekmişçesine, öz güzenli olarak yazıp çiziyor ama yazdığı şey aslında bir halüsinasyon…

9. Bedava ya da reklamlı?
   Son olarak Google bedava. Kullanıcı açısında bakınca cebinden bir kuruş bile çıkmıyor. Google Search reklam verenler sayesinde ücretsiz. Google’da bilgiye ulaşmak tüketici için bedava iken OpenAI’da ücretli abonelik gerekli. Eski modeller ücretsiz olarak sunulsa da soru sormak için bile login bariyerini aşmak gerekli. google.com’a istediğini sorabilirsin. Hemen, anında.
   Google reklamları arama sonuçlarından net şekilde ayrışıyor. Tüketicinin yaptığı arama ile ilgili reklamlar gösterildiği için oldukça verimli. Diğer Google servisleri ile entegre çalışabiliyor. Örneğin Google’da Londra uçak bileti aradığınızda, Youtube’da video izlerken havayolu reklamı görebiliyorsunuz. Google’ı dev yapan da bu reklam performansı başarısı.
   SearchGPT deneyiminde ise şimdilik reklamlar yok. Geldiğinde nasıl olacak? Sorduğum sorunun ya da yaptığım aramanın cevabına sinsice mi yerleştirilecek? Eğer öyle olacaksa doğruyu bulmak için çıktığımız bu yolda reklam ile verilen bilgilerin doğruluğuna nasıl güveneceğiz? “En güvenli elektrikli araç?” sorusuna reklamla mı Tesla diyor reklamsız mı nasıl bileceğiz? Google için işin etik tarafı görece daha zayıf. “Ben sana siteleri getiriyorum. Sen git siteye bak. Doğruyu oralarda ara” diyebilir. Peki ama SearchGPT?

Mevcutta YZ güvenilmezken reklamlısına ne kadar güveneceğiz?

Asıl varoluşsal soru bence bu.

Tüm bu yazdıklarıma karşın SearchGPT başarılı olabilir mi?

Sizce?