Uzmanlıklar ve modernizm yapay zekaya rağmen ayakta kalır mı?
Yapay zekâ sayesinde zemin artık daha da kaygan. Tüm önyargılarımız, yanlış fikirlerimiz yapay zekayı besliyor. Zemin kayarken ayakta kalabilecek miyiz?
Elimizde postmodernizmden bolca dayak yemiş bir modernizm var. Kültürel alanda eski gücü kalmasa da hala ilerici anlayışı ile ticaret, bilim ve teknoloji alanlarında dünyayı şekillendirmeye devam ediyor. Sorumuz, yapay zekâ bu şekilde ilerlemeye devam ederse modernizm ayakta kalır mı?
Modernizm 18. yy. sonu ile 19. yy. arasında ortaya çıktı. Bilim, teknoloji, sanayi ve kültür üzerinde büyük değişimler yarattı. İlerlemeci anlayışı, özgürlük, akıl ve bilim gibi değerleri kapsayan yıkıcı yapısı ile tüm toplumsal yapıyı, kültürü, insanlar arası ve uluslararası ilişkileri yeni bir paradigmaya taşıdı. Doğruya akıl ve bilim ile ulaşabileceğimizi, doğrunun göreceli olmadığını, deney ve gözlem ile sınanması gerektiğini iddia etti. Tüm dünyada (farklı zaman dilimlerinde) modernizm sayesinde uzmanlıklar çağı başladı.
Bilgiye erişimin tarih boyunca kısıtlıydı. Bu kısıtlı dönemde ilerleme usta çırak ilişkileri ya da nesilden nesile aktarılan bilgiler ile gerçekleşiyordu. Modernizm ve sanayi devrimi ile toplumdaki iş birliği ve iş bölümü farklılaştı. Yeni mesleklerin doğması, eğitimin kitlelere yayılması, özelleşmiş meslek okullarının doğması uzmanlaşmayı hızlandırdı. Zanaatkarlık yerini sanayiye, kitlesel üretime ve bu üretim ihtiyaçları sebebi ile doğan yeni mesleklere bıraktı.
1960’larda modernizme tepki olarak postmodernizm akımı doğdu. Modernizmin evrenselliğine karşı doğrunun göreceli olduğu, her şeyin cevabının akıl ve bilim ile bulunamayacağı gibi fikirler toplumda kabul görmeye başladı. Modernizmin yarattığı yüksek kültür, alt kültür gibi kavramlar silikleşmeye, hatta yer değiştirmeye başladı. Bu dönemde artık mutlak bir doğru kalmadı. Herkesin kendi doğruları olabilir, herkes haklı olabilirdi. Kim klasik müziğin, hiphoptan daha iyi bir müzik olduğunu söyleyebilirdi ki?
İnsanlığın bilimsel yönteme dayanmadan elde ettiği bilgiler (sıklıkla da yanlış bilgiler) kadim bilgi olarak tekrar hayatımıza girmeye başladı. Modernizm daha seküler bir dünya kurmuş, din ve bilim savaşında önemli bir kazanım elde etmişti. Postmodernizm mutlaklık yerine muğlaklık yaratarak bugün adım adım tüm dünyayı saran spiritüel düşünceleri, new-age dinleri dünyaya yaymaya başladı. Artık doğru ya da yanlış yoktu. Herkes haklı idi.
Uzmanlar da postmodernizmin tokadını yiyenlerden. Herkesin her konuda fikir sahibi olduğu yeni düzende uzmanlıklar hızlıca erozyona uğradılar. Herkesin doktor, herkesin reklamcı, herkesin futbol koçu olduğu ve her şeyi bildiği bir dönem yaşadık, yaşıyoruz.
Bilim adamlarını yok sayıp dünyanın düz olduğunu iddia edenler, doktorları dinlemeyip evrene olumlama göndererek kanseri yeneceğine inanlar, her gün TV ekranlarında her konuda her şeyin uzmanı olan vasıfsız konuklar ilk aklıma gelen örnekler.
Bilgi değil fikir sahibi olanlar sadece bu saydığım örnekler ile sınırlı değil. Hepimiz artık her konuda bir fikir sahibiyiz. (Ben dahil) Başkalarının hikayelerini, anlatılarını, fikirlerini kendi gerçeğimiz yapmaya ve buna inanmaya çok açığız. Kuzey Kore’nin başkentinin adını bilmiyoruz ancak olası bir Amerika - Kuzey Kore nükleer savaşı hakkında fikrimiz var.
Fikirlerimizin olması kötü bir şey değil bu arada. Yanlış anlaşılmak istemem. Fikrimizin bir bilgi dayanağı olmadığını ve doğru olmayabileceğini kabul ettiğiniz müddetçe sorun yok. Aksi durum (ki şu an böyle bir dünyada yaşıyoruz) ne yazık ki çok tehlikeli. Bu, her şey hakkında fikir sahibi olma durumu, doğal olarak uzmanlığın değerini törpüledi. Sosyal medyanın da etkisi ile daha çok takipçisi olanların fikirleri uzmanların fikirlerinden daha fazla insana ulaşmaya ve daha çok etki yaratmaya başladılar. Yanlış ve doğrunun ne olduğu artık iyice önemini yitirdi. Post-truth diye anılan bir tip ütopya etrafımızı sardı.
Şimdi ise karşımızda son tüketicinin kullanabileceği hale gelmiş yapay zekâ teknolojileri duruyor. İnsanlığın tüm ürettiği dijital veriyi işleyen, anlamlandıran, yorumlayan yeni bir teknoloji adım adım ilerliyor. Bugün geldiği noktada ortalama bir insandan daha çok şey biliyor, daha fazla şey üretebiliyor. Hem de birkaç saniyede. Tüm çıktıyı topladığı verilerden elde ettiği için sonuç ya da modelin başarısı girdilere bağımlı. İnsanlığın yanılgıları, önyargıları, iyi ya da kötü fikirleri bu girdiler arasında.
Fikri olan ancak bilgisi olmayan kişiler bu teknolojileri kullanarak artık bilgiye her zamankinden daha kolay ulaşabilecekler. Hayatlarında hiç ziyaret etmedikleri İstanbul, hiç kullanmadıkları Bentley marka bir araç, hiç tatmadıkları bir yöresel yemek hakkında fikir beyan edebilecekler. İçerik üretip, paylaşabilecekler. Yapay zekâ ile üretilen içeriklerin katlanarak artması ile bugün insanlık olarak ürettiğimiz tüm içerik sadece birkaç yıl içinde toplam içerik havuzunun küçük bir parçasını dolduracak. Gelecek on yıllarda ise insan eli ile üretilen içeriğe ulaşmak ve muhtemelen ayırt etmek mümkün olmayacak.
Doğru ile yanlış arasındaki muğlaklık yavaş yavaş tükenmişti. Sanırım ki yok olduğuna şahit olacağız. Modernizm, postmodernizmden bolca dayak yese de form değiştirerek, bir şekilde ayakta kalmayı başardı. Yapay zekâ yüzünden, başta ticaret ve kültür olmak üzere, toplumsal yapı ve insan ilişkileri pek de öngöremediğimiz şekilde değişecekler.
Uluslararası ilişkiler de. Görülen o ki modernizmin inşa ettiği bütün zemin ayağımızın altından çekilecek ve sonuçları birçok açıdan yıkıcı olacak Modernitenin ve uzmanlıkların kıç üstü düştüğünü mü göreceğiz yoksa ayakta kalmayı becerebilecekler mi? Şüphelerim var. Sizin?
Bilişim çağında yaşayıp yapay zekaya karşı gelmek, 18 ve 19 yüzyıldaki tekstil işçilerinin işimizi elimizden alacak gerekçesiyle tekstil makinelerine saldırması hareketine (Ludizm) benziyor. Uzmanlık alanım değil ama yapay zeka alanında belli bir eşik aşıldı gibi ve bundan sonra bu alandaki atılımlar durmayacak büyük ihtimalle. Dolayısıyla tehlike altındaki uzman(lık)lar muhtemelen yapay zekaya alternatif olacak şekilde alanlarındaki yaratıcılıklarını öne çıkaracaklar. örn. Yapay zeka çevirisinden farklı olarak insan çevirmenlerin yaptıkları çevirilerde daha fazla katkı yapmaları ve bilgi vermeleri, doktorların teşhis sırasında bilgisayarların yapamadığı şekilde hastaya daha insani bir yaklaşım göstermeleri vb.
Yeni beceri kazanamayan meslek sahipleriyse makineleşme sonucu işini kaybeden 19. yy işçileri nasıl daha önce insanlık tarihinde olmayan ve sosyal ve siyasal mücadeleler sonucu kazanılan sosyal devlet, işsizlik desteği vb. uygulamalarla desteklendiyse şimdi de muhtemelen Temel Evrensel Gelir gibi bir uygulamayla destekleneceklerdir.