Vincent van Gogh’u Neden Herkes Tanıyor?
Meraklı bir pazarlamacı olarak benim işim, Vincent van Gogh markasının bilinirliği ve popülerliği ile ilgili basit bir soru sormak ve cevabı aramak.
Konunun hemen başında biraz izlenimcilikten (empresyonizm) ve ardılı Vincent van Gogh’un da ait olduğu post-empresyonizmden bahsetmeme izin verin.
İzlenimcilik, doğanın bize nasıl hissettirdiğini ve bize nasıl göründüğünü yansıtmayı amaçlar. Bu akımdaki sanatçılar, doğayı olduğu gibi değil, onların üzerinde bıraktığı etkiyle resmederler.
Resimde izlenimcilik, özellikle ışık ve renklerin yarattığı görsel etkileri göstermeye çalışır. Sanatçılar, çizdikleri şeylerden çok, o anın ışığının üzerlerinde bıraktığı etkiyi önemserler.
Bu akımın başlıca temsilcileri Claude Monet ve Camille Pissarro'dur. Bu sanat tarzı, 19. yüzyılda Fransa'da Claude Monet'nin "Gündoğumu İzlenimi" ("Impression, soleil levant”) isimli tablosundan etkilenilerek adlandırılmıştır. Louis Leroy bu ismi 1874'te bir dergide kullanmıştır. İzlenimcilik, edebiyat, görsel sanatlar ve müziği etkileyerek diğer sanat akımlarına yön vermiştir.
Art İzlenimcilik ya da Post-Empresyonizm, Fransa'da, izlenimciliğin kurallarına tepki olarak 19. yüzyılın sonlarına doğru doğdu. Art izlenimciliğin temsilcileri olan sanatçılar, sanat yaşamlarına izlenimcilikle başlamışlardır. Ancak bu izlenimcilik akımının kimi sınırlamalarını aşmak ve resimlerine kendi kişiselliklerini katmak istiyorlardı. Zamanla kişisel anlatım resimlerine yansıdı. İzlenimciliğin canlı ve parlak renkleri yanında, gelenekselin dışına çıkan konu anlayışı da bu sanatçıları etkilemeyi sürdürdü. *
Paul Cézanne, Paul Gauguin, Henri de Toulouse-Lautrec, Paul Signac hikayemizin kahramanı Van Gogh ile birlikte ard izlenimcilik akımını temsil ettiler.
Hemen yukarıya bir Google Trend grafiği bıraktım ve konumuza giriş yapıyorum. bu sanat akımının isim babası Claude Monet, trendlerde Vincent van Gogh’un altında ikinci sırada yer alıyor. Görülen o ki, Vincent van Gogh adının popülaritesi, diğer tüm sanatçıların toplamından bile kat kat fazla. Açık ara en bu akımların en popüler ismi.
Bu durumda meraklı bir pazarlamacı olarak benim işim, Vincent van Gogh markasının bilinirliği ve popülerliği ile ilgili basit bir soru sormak ve cevabı aramak olacaktır:
“Neden? Van Gogh neden diğer ressamlardan daha popüler?
Cevabı eminim siz de benim gibi biliyorsunuz.
Cevap, Van Gogh ile ilgili hepimizin bildiği ve anlata anlata yaşattığı bir hikaye.
“Bir sinir krizi sırasında, kulağını kesen bir dahi.” hikayesinden bahsediyorum.
Hepimizin bildiği klişe ressam hikayesi nasıldır?
Ressamımız sanatına tutkuyla bağlıdır. Yoksulluk, imkansızlık, yetersiz sağlık ve yaşam koşulları hikayenin arka planını oluşturur. Sos olarak biraz aşk, sürekli hasta olma hali ve finalde sefalet içinde bir ölüm. İstisnalar hariç neredeyse her sanatçı için benzer hikayeler.
Vincent kulağını keserken ne yaptığının tam olarak farkında değildi. Hiç farkında olmadan arkasında herkesin hikayesinden farklı, başkalarına anlatmaya can attığın, etkili, çarpıcı ve eşsiz bir hikaye bıraktı. Bugün hala bu hikaye anlatılıyor, paylaşılıyor…
Sorumuzun cevabı açık ve net.
Daha önce de yazdığım gibi: “Hikayeler kurşun geçirmezdir. ”
Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı. Hayattayken hiç bir resmini satamamış bir adamın resmini almak da alan kişiye bir nevi manevi huzur veriyor olabilir. Alan kişiye; geçmiş dönem insanlarının bu sanatçının kıymetini bil(e)memesini telafi ediyormuş gibi hissettirmesi gibi etkenler de Van Gogh'un resimlerine olan talebi artırıyor olabilir.