Yap basit bir story, geçsin gitsin…
Markalarımızın sosyal medya hesapları özel gün kutlamaları tarafından ele geçirildi. Dönemsel olarak aynı şeyleri evirip çevirip paylaşıyoruz. Yeter artık, duralım…
Bir şirket, bir kurum (özellikle belediyeler), bir marka ne kadar çok ölüm yıl dönümü anması paylaşıyor, doğum günü kutluyor ya da özel gün içeriği yapıyorsa, o kadar az anlatacak şeyi vardır.
Belediye başkan hesapları, siyasi partiler bu konuda çok hassastırlar.
Vatandaşın dertleri ile ilgilenmek yerine özel günlerde “erdem sinyallemesi” yapmak daha kolaydır.
Andığınız ya da kutladığınız sanatçı ya da siyasetçi genellikle bir hareketle özdeşleşmiştir.
Tarafınızı belli edersiniz. Tertemiz sosyal medya iletişimi.
Bana hala saçma gelse de anlıyorum neden böyle olduğunu.
Ama markalar tarafında bu konudaki hassaslığı pek anlamıyorum.
Belirli holdinglerin kimlik sinyallemesi yapmasını anlıyorum.
Devletten ihale alanların tam sayfa 15 Temmuz ilanı vermeleri de bence anlaşılabilir.
Holding olarak ya da çatı marka olarak diyecek bir şeyi yok bazı markaların. Onu da anlıyorum.
Bayram seyran kutlayacaklar, orman yanınca ciğerimiz yanıyor, afet olunca siyah zemin üstüne hashtag içerikleri yapacaklar.
Sürdürülebilirlik diyerek greenwashing yapacaklar.
Sanat ve spor sponsorluğu paylaşacaklar.
Etliye sütlüye bulaşmadan takılacaklar çünkü diyecek bir şeyleri yok.
Ama bilmem ne inşaatın “Öğretmenler Günü”, bilmem ne erkek giyimin “Hayvanlar Günü” kutlaması bana çok gereksiz geliyor.
Geçen sene Cumhuriyet’in 100. yılı için 100 üründe indirim yapan market zinciri vardı.
Yapmayın etmeyin.
Milli ve dini bayramlarda yapın basit bir kutlama story’si geçsin gitsin.
Enerjini, kaynağını, imkanlarını markanı daha iyi anlatmaya, ürününü daha güzel göstermeye, yeni müşterilere erişmeye harca.
Senin marka olarak anlatacakların var.
Ürünlerin, hizmetin, müşteriye faydan var.
Onlara odaklan.
Yap basit bir story, geçsin gitsin…
Damardan!!